İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, yerel ve ulusal gündemde yer alan konuları değerlendirdi.
Sokak hayvanları yasası nedeniyle hükümeti eleştiren Tugay, şunları söyledi:
“Bu konu hepimizin bireysel şefkatinin ötesinde, tek sağlık yaklaşımıyla ele alınması gereken bir konudur. Yaşadığımız dünyada tüm canlıların yaşama hakkı var ve hepimizin sağlıklı olmak için çabalaması gerekiyor ve buna da ihtiyacımız var. Kent yaşamında ya da kendi yaşam alanlarımızda insanların hayatını tehdit eden sağlıksız bir durum istemiyoruz. Ancak yaşanmaması gereken bir katliamla karşı karşıya kalmayı kabul edemeyiz. Böyle bir şey mümkün değil.
Bu bir gerçek… Bir sokak hayvanının çoğalması, yeni sokak hayvanları anlamına geldiği gibi, o zavallı canlıların her türlü tehlikeye açık bir yaşam sürmeleri anlamına da geliyor. Bu nedenle kısırlaştırılmamış tüm sokak hayvanlarının bir an önce kısırlaştırılması gerekiyor. Burada suç doğrudan belediyelerde, anlayamadığım bir sebepten dolayı ama belediyeler kendilerine bağlı olmayan birçok kurumun yükünü taşıyor. İnsanlar giderek fakirleşiyor. İşsiz kalmak. Pek çok sorun yaşanıyor. Yani madde bağımlılığından her türlü sağlık sorununa kadar her türlü konuda belediyelerin harekete geçmesi gerekiyor. Belediyelere bu kadar ağır yükler düşse de belediyelere yeni kaynak sağlamadan mucizevi işler yapmaları isteniyor. Sokak hayvanlarının sağlıklı, kısırlaştırılmış ve aşılanmış halde tutulması için merkezi hükümetin çok daha etkili önlemler alabileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla şu anda belediyeleri suçlayıp yükü belediyelere yüklemek kolay gibi görünebilir. Ancak ülkemizde hayvanların satışı ve üretimi serbesttir. Bu konuda çok daha etkili tedbirler alınabilir, kontroller zamanında yapılabilirdi. O zaman konu bu noktaya gelmezdi.
“PLANIMIZI YAPTIK, HİÇBİR HAYVANI ÖLDÜRMEYİ DÜŞÜNMÜYORUZ”
Yani bugün yeterli önlem almayan merkezi yönetim, tüm yükü belediyelerin omuzlarına yüklemiş, kaynak sağlayamadan yerel yönetimler açısından konuyu daha da sorunlu hale getirmiştir. İzmir için planımızı yaptık. Biz gereğini yapacağız ve hiçbir hayvanı kesmeyi düşünmüyoruz. Öte yandan bu yasanın bazı yönlerinin bizi sınayacağını da elbette biliyoruz. Günümüzde çoğu belediye CHP'li belediye başkanları tarafından kontrol edildiğinden, belediyeler aracılığıyla yapılan her eylem CHP'yi daha fazla etkileyecek gibi görünüyor. Ama kendimize ve arkadaşlarımıza inanıyorum. Bu süreci iyi yönetiyoruz. Siyasi başarıya giden yol başka bir şeye benzemeli.”
“Sosyal bütçe tazminatı ile memur maaşlarını artırarak çözebileceğimiz hiçbir sorun yok”
Belediyede çalışan kamu çalışanlarının bir süredir yaşadığı sosyal bütçe maaş krizine değinen Tugay, uzlaşma çağrısını yineledi ve şunları söyledi:
“Bu koşullar altında yapabileceğimiz en iyi teklifi yaptım. Sendikanın ve kamu görevlisi arkadaşlarımızın bu konuyu olumlu bir şekilde ele almalarını bekliyorum. Sunduğumuz teklif Türkiye'deki büyükşehir belediyeleri arasında verilen en yüksek tekliftir. İzmir büyükşehir belediyesine en yakın olanı bile binlerce lira daha ucuza mal oluyor. Yasal sınırı aştık. Bunu kabul etmelerini bekliyorum. Memur arkadaşlarımızın çoğu genel anlamda daha fazlasını yapamayacağımızı anladılar. Genel olarak ülkede insanların satın alma gücünde bir azalma var. Ve belediye bütçeleri gerçekten sorunlu. Öte yandan insanların sorunlarının çözümü sadece maaşların birkaç bin lira artırılması veya azaltılmasıyla da mümkün görünmüyor. Dolayısıyla yapmamız gereken, Türkiye'nin ekonomik durumunun iyileşmesi için kolektif bir irade ortaya koymaktır. Sadece sosyal bütçeden tazminat alınarak belediye görevlilerinin maaşlarının arttırılmasıyla çözülebilecek hiçbir sorun yoktur. Elbette en çok ihtiyacımız olan şey ülke ekonomisinin toparlanmasıdır. Bu arada devletin biraz daha fedakarlık yapması, belediyelere daha fazla kaynak sağlaması, memur ve diğer çalışanların maaşlarını daha fazla artıracak ve enflasyonu durduracak düzenlemeler yapması gerekiyor. Aslında şunu söylüyorum: Bu konuda birlikte hareket edelim. Bu süreç çözülene kadar çalışanlarımızı rahatlatacak ek adımlar atabileceğimizi düşünüyorum.”
“BURADA GERİ ADIM ATMAYI DÜŞÜNMÜYORUZ”
Kamu tasarruf genelgesinin belediyeye etkisine değinen Tugay, “sosyal hizmet” konusuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
«Tasarruf genelgesi yayınlanmadan önce tasarruf tedbirlerimizi zaten almıştık. Dolayısıyla bizi çok kısıtlayan bir şey olduğunu söyleyemem. Hiçbir temel ve önemli belediye hizmetlerinden geri adım atmadık. Tam tersine aslında daha çok çalıştığımız bir süreç var. Sosyal hizmetlerde hedefimiz daha yukarılara çıkmak. Şu anda hazırlanıyoruz. Yani vatandaşlarımıza mümkün olan en erken zamanda, yoksul olduklarında, muhtaç olduklarında veya okul dönemi gibi özel ihtiyaç zamanlarında daha fazla katkı sağlamamızı istiyorum. Ancak şu anda bunun için yeterli stokumuz yok. Envanter çalışması yapıyoruz. Mesela tatillerde sosyal yardım listesi oluşturuldu. Arkadaşlarımız listeye baktığında önemli sayıda insanın şu anda ihtiyaç sahibi olmadığını gördüler. Pandemi döneminde yardım alanlardan yola çıkılarak hazırlanmış çalışmalar bunlar. Bu yüzden onu durdurduk. Çünkü Belediyenin kaynaklarını ihtiyacı olmayan kişilere aktarmak istemedik. Şu anda arkadaşlarımız ihtiyaç sahipleri ile ilgili saha araştırması yapıyor. Bunlar bitince devam edecekler. Eğitime Destek Müdürlüğü'nü oluşturduk. Daha birçok öğrencimize ihtiyaçları doğrultusunda maddi yardımda bulunacağız. Yani İzmir Büyükşehir Belediyesi, temel belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra sosyal yardım hizmetlerini de artırarak sürdüren bir belediye olacak. “Burada geri adım atmaya niyetimiz yok”
“BİTMEMİŞ VEYA DEVAM EDEN PROJELERİ DURDURMUYORUZ”
Tugay, daha önceki projelerin ilerletilmediği yönündeki eleştirilere ilişkin şunları söyledi:
“Gerçekçi olmayan bazı iddialar var. Bu doğru değil. Yani açıkçası cevap vermeye değer olduğunu bile düşünmüyorum. Bu yüzden bu konuda konuşmuyorum. Öte yandan tasarruf yapmadığımız üçüncü alandan da bahsedeyim. Bu da bizim için yarım kaldı; Devam eden projeleri kesintiye uğratmıyoruz. En kısa sürede buna son vermeye çalışıyoruz. Mesela Buca Tüneli şu anda her zamankinden daha hızlı ilerliyor. Metro Buca gibi şeyler. Olmayan belediye binamızı yapacağız. Yıkıldığı ve yerine yeni belediye binası yapılmadığı için maalesef çalışanlarımız salonlarda çok kötü şartlarda çalışmak zorunda kalıyor. Bitmemiş bir opera binası var. Bununla ilgili süreç de devam edecek. İnsanlar ayrıca hiçbir şeyi yarım bırakmayacağımızdan emin olabilirler. “Bu alanlarda hiçbir tasarrufumuz yok.”
“Mümkün olan en kısa sürede, HAK KAZANILAN HERKESE DAİRELER İNŞA EDECEĞİZ”.
Büyükşehir Belediyesi'nin kentsel dönüşümde uyguladığı kooperatif modeliyle ilgili kaygılara yanıt veren Tugay, şunları söyledi:
“Kooperatif modelinin yanlış olduğunu söylemiyorum. İki argüman var. Öncelikle uygulamanın bazı yerlerde hukuki sorunlar yaşadığı iddia ediliyor. Bu şikayeti yapan kurumlar Sayıştay, belediyeyi denetlemeye gelen müfettişler ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'dır. Bunları söylerken bu kurumları ve bu kişileri dinlememiz gerekiyor. Konuya baktığımızda bazı yerlerde düzeltme yapılması gerektiğini görüyoruz. İkincisi, belirlenmiş son tarihler var ve bu son tarihlere kadar tamamlanmadı. Bu nedenle bir karar vermemiz gerekiyordu. Bir taraftan üzerimizde hukuki baskı vardı. Öte yandan projelerin söz verilen sürelerde tamamlanmaması hak sahipleri ve vatandaşları endişelendiriyor. Bu nedenlerden dolayı sözleşmeleri yeniden değerlendirmek üzere feshediyoruz. Hukuki zemine oturtup, yanlış olan ne varsa müdahale edip, sistemin dairelere teslim edilip zamanında tamamlanmasını sağlamaya çalışıyoruz. Kimse bunu düşünmemeli. Hak kazanan herkesin daireleri en kısa sürede inşa edilecek ve tamamlanacak. Bunun garantisi biziz. Doğru yapacağız. Daha sonra Belediye konuyu ele alacak. Bu sürecin çok daha hızlanacağına inanıyorum” dedi.